Thursday, October 20, 2011

Istanbul 1965

Istanbul 1965 senesinden, fotograflayan Charles W. Cushman.










4 comments:

erdobaz said...

bu resimler - bu hayatlar - tum bunlar gercek mi ?

Dusundum de 80lerdeki cocuklugumuz bile oldukca bu pozlara yakindi - her resimde "ula burasi bizim mahalle" dedirtiyor - o zaman bu film nerede koptu ? nasil geldik su an yasanan kesmekese ?

Yalniz arabalar fenaymis. tek kapilar, kanatlilar, steysinlar..hepsi havada ucusuyor..1965 te Chicago falan da boyledi herhalde - pek fark oldugunu sanmiyorum:)

Trofolo said...

Zaman akip giderken degil, bir yere gelip geriye donup bakinca farkina varilan bir sey gibi. Akis icinde iken saymaz, donup bakinca gorebiliriz "ne kadar" gectigini. Saate bakinca zamanin gecmemesi, zaman gerekince saatlerin su gibi akip gecmesi gibi. Ne cabuk bu yasa geldim? gibi.

Karaköy pek degismemiz gözüküyor.
Cushman'in bir Amerika foto seti de var, onu da koyacagim bir baska posta.

tierra said...

çok net bu fotolar be abi!!! oysa babam 19, annem 17 yaşında bu fotoğraflarda...

styleBOOM said...

bu yaz antrepo'da National Geographic'in bir sergisi vardi "Görmediginiz Türkiye" diye. Oyle guzeldi ki! 1930larda daha savaşın yıkımın üstünden yeni yeni toparlanmış ama şevkli bir ülke. Haliç köprüsünün üstünde beyaz takım elbiseleri ve beyaz ayakkabılarıyla çok janti beyler, bazısı baş örtülü teyzeler, bazısı dantel şemsiyeli kadınlar. Azıcık bina, açık bir ufuk, henüz gökler delinmemiş! Hatta bir fotoğrafta sanırım 1936 radyoda mikrofon başında sabah için jimnastik yaptıran üstünde ay yıldız formsı olan 2 atlet:) Soğuk bira yazısıyla açık havada bira satan mini bir dükkan tam Beyoğlu'nda. Çok zenginlik yok ama şıklık, temizlik, çok başkalık vardı. National Geographic fotoğrafçılarının fotolaın üstüne düştüğü notlar da harikaydı. Birinde "Türkler en çok yemek yerken keyifli oluyorlar. Birlikte uzun masalarda oturup yemek yiyip sohbet eden bir Türk kadar neşelisi yoktur!" ya da "Rakı bizim anlayamayacağımız bir birleşme unsuru" yazmış. Bir de bir hamal için yazmışlar, hamal Ist.a gelip çok para biriktirip köyüne geri dönmek ve o parayla ağaya baş kaldırmak, sevdiklerini zulümden kurtarmak istiyormuş. Bu konuda maalesef değişen bir şey yok. Çok güzeldi, fotoğrafların içine girip gitmek istedim. Bu kadar uzun yorum olur mu? oldu:o