Wednesday, May 13, 2009

Unknown Taxi Driver


Cumartesi aksam gece yarisina dogru evin onunden bir taksiye atladim. Duraktan isaret ettiler dedim sizi, eskiden duraktanmissiniz yabanci degilmissiniz, o yuzden. Evet dedi tanirlar beni. Iyi aksamlar dedim, saygilar efendim dedi sürme biyikli kir sacli, zayifca 60'lardan kalma bu bey. Yolculugun cafcafli olacagi bindikten sonraki ilk isiklarda "bu KGS kartinin bakiyesinde problem var umarim giselerde kalmayiz di mi efendim" diyerek arkaya klarkinda belli oldu. Eyvah dedim biraz da acelem var, kalirsak ne yapacagiz. Sirf giselerin bu garip ambiyansi ve biraz da köprüden asagi düserim korkusu ile motorla karsiya gecemiyorum. Zkuyu kavsaktan kopru yoluna dogru donduk hemen kopru altinda bir baska taksicinin camini actirarak bizim sofor bey "Kartimda problem var, n'olur sizin karttan ucreti karsiliginda yararlanabilir miyim" dedi. Diger taksici tabi ki dedi. Cami kapadi, gaza basti, arkasina takildi. "Efendim ne kadar guzel boyle insanlarin birbirine yardimci olmasi" dedi. Dogrudur dedim, bu aralar pek sik tekrarlanan bir tasdikleme cevabi olarak. Artik insanlar gitgide daha da bireysel yasami, ya da ufak topluluklar halinda daha kapali yasadiklari icin yardimlasma, paylasma gibi seylere rastlayamiyoruz. Biraz da korkuyorlar insanlar diye ekledim. Efendim eskiden boyle miydi, hitabet bile baska turluydu, insanlar birbirlerin yanindan gecerken sapkalarini cikartirlardi dedi. Hersey zamanla degisiyor ve belki de bozuluyor dedim. Boyle geriye dogru ya da ozlenen guzelliklere dogru bakivermek daha da hüzün yaratiyor... Ya kabul etmek gerekiyor süregiden hayati ya da belki de kopan herkes kadar ve daha fazla kopmak gerekiyor degisimin kurallarindan ve tüm bu olanlardan.. Giselere geldik. Arkadan taksici kartini getirdi verdi. Karti kullandik, gecmeden once sofor bey karti gisenin uzerine koydu, arkadaki sofore "buradan alirsin" diye isaret etti. Ondan once de kuyrukta karti aldiginda hemen arkasindan inip gidip sofore birseyler soyledi. Geri geldiginde "Efendim hicbir iyilik karsiliksiz kalmaz, benim de af buyrun Kasimpasa'da bir barda ortakligim var, kendisini bir gün oraya davet ettim bir gün gonlunce gelip eglenmesi icin". Ne guzel dusunmussunuz dedim. Giseleri gectik devam ediyorduk ki sofor beyin gozu arkaya takildi. Karti aldigi sofor arabadan cikmis bir arkasindaki soforle konusuyordu. Noldu acaba hay allah bir aksilik mi cikti, biraksam geri manevra yapip yanina gitmek uzere direksiyonu kirmisti bile. "Galiba arkasindaki arabaya da kartini kullandiriyor" dedim. Oyle mi dersiniz diye sordu, öyle dedim tek seferde. Devam ettik Kadikoy'e dogru. Otobanda orta seritte agir aksak vitese aldi. "Efendim pek yakinda albumum cikiyor, size bu konuda da bilgi vermek isterim. Guzel siirlerim var onlari okuyacagim. Bakalim kayitlari yapiyoruz bu aralar.. Cep telefonlarinda dolasan cok meshur olmus siirlerim var" diye ekledi. Birkac siirinin adini ve girizgahini andi, bilemedim. Meshur bir siiri lambali birseydi, icine o kadar lamba diyordu ki aklima sadece icinden 27 kere "yak gönül yak" gecen Gökben sarkisini getirdi. Elbette ona göre süper siirlerdi. Yol boyunca siirler patlatiyor, dikiz aynasindan beni kesmeyi sürdürüyordu. Karanliktan disari bakiyor kendi söyleyeceklerimi kuruyordum. Altiyol'a dogru ciktik, "esirinim oldum"lu dizeler birbirini kovalarken "Gecen gun bir musteriye yine siirlerimden bahsediyorum, bir derdi varmis muzadripmis, dedim ki siirlerimle 21 günde darginlari baristirir, iliskileri baslatirim"... Kadin gülerek karsilik vermis. "Böyle efendim" dedi, "test edip denenmis bunlar". Durduk, parayi uzatirken fena içlendim ki yol boyunca olan sunumdan "ben de muzdaribim gönlünü almaya geldim" dedim. "Dur bir dörtlük vereyim" dedi. "Yok" dedim "sagolun, kendi basimin caresine bakmayi bilmem, ögrenmem lazim"... Albümü cikarsa almak lazim.

0 comments: