Sunday, September 16, 2007

The Hunting Party


.. ben de gülüyordum ama bir an durup neye güldügümüzü anlamaya calistim. An icinde, hareketin baslangicina dair bir kontrol mekanizmasi yoktur insanda. Gülmek, aglamak, somurtmak ansizin olusabilir. Yani planlanmiyorsa, yani hayati bir kurgu gibi yasamiyorsan.

Filmde Boris'in CIA sanrisi pek tabi güldürüyordu ama galiba pek gülecegimiz seyler anlatilmiyordu. Ona rağmen güldük. Belki de aglanacak dünya haline birsey yapilamamaya bir gülüs bu, kendine gülüs, kendi aczine, sefilligine gülüs.

Yönetmen Richard Shephard'in The Matador'dan sonraki ikinci filmi. Bosna katliaminin sorumlularindan Radovan Karadzic uzerine bir "av partisi". Karnindaki bebege 5 kursun sikilan kadinin sevgilisinin (richard gere) öc hikayesi. Sacma olan hersey gercek degildir, gercek olan hersey sacma olmayabilir: "Bir savas suclusunu biz 2 günde bulurken, digerleri 5 yildir nasil bulamiyorlar"

Tokat! Öteki yanagini uzatanlar gülerek ciktilar filmden...

***

Racid Taha'nin Black Hawk Down ve Blood Diamond'da kullanilan "Barra Barra"si bu filmde de var. Sonlarda "bu film Tarik Hocic'in köftecisine gider mi" diyen Giovanni, Village Song (ömer faruk tekbilek) 'da "nasil da koydu barcelona" diye girince etraftan bir lavuk ziplar mi diye tetiklenmedim degil...

2 comments:

Ömer said...

Bugün izledim,çok hoşuma gitti.
Hiç gitmedim ama Bosna aşığıyım. Ve bu film bu aşkı depreştirdi.

2 hafta sonra Bosna'daki katliamlarla ilgili sunumum var. Belki de bu filmden bazı yerleri kullanırım kim bilir?

Ömer said...

http://www.ntvmsnbc.com/news/453854.asp

Nihayet ve nihayet Karadzic bulundu, tam 13 yıl sonra.